Neden her zaman para kazandıktan sonra kaybediyorsun?
Kripto para dünyasında tuhaf bir fenomen var:
Herkes başkalarının zengin olma hikayelerini duydu, fakat sonuçta kendisi her zaman kayıpla ayrılıyor.
Birçok insanın görüşsüz olduğu ya da çaba sarf etmediği söylenemez, hatta piyasa durumunu çok çalışarak ve K çizelgelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak araştıranlar bile var. Ama sonunda, hesaplar bir türlü artmıyor, aksine düşüyor, kayıplar tamamen kapatılıp tekrar dolu hale getirilse de, dolu hesaplar yeniden kesiliyor ve bu döngü devam ediyor.
Gerçek şu ki: Gerçekten ticaret yapmayı bilmiyorsun, sadece bazı "ticaret hastalıkları" tarafından sıkışıp kalmışsın.
1. Kar alım engeli: Satmaktan vazgeçmek, birçok kişinin zarar etmesinin ilk adımıdır.
İşleme yeni girdiğimizde, hedefin iki katına çıkması konusunda anlaştık ve sonra çıkacağız.
Sonuç beklenen seviyeye ulaştığında, zihniyet değişiyor: "Bu kadar hızlı artışla, belki de üç katına çıkabilir?" Böylece kar almadın, aksine pozisyonunu artırdın ve ortalama maliyeti yükselttin.
Pazar istediğin gibi gitmiyor, biraz geri çekilince hemen direnmeye başlıyorsun, "yeniden yükselebilir" diye düşünerek. Son artış oranı kayboldu, kar zarar haline geldi ve duygular da yok oldu.
Kriptoparalarda kazandığın para senin değildir, sattığın para senindir.
İkincisi, yüksek fiyat takıntısı: Kırmızı K geldiğinde, ellerim kaşınmaya başlıyor.
Birçok insan belirli bir paranın sürekli yükseldiğini gördüğünde, psikolojileri bozuluyor. "Diğerleri araca bindi, bu fırsatı kaçırmamalıyız!"
Bunun peşinden gitmemen gerektiğini biliyorsun ama parmakların dinlemiyor, zirve noktada alıyorsun. Sonuç olarak bir alım yapınca geri çekildi, kaybetti ve projeyi sorgulamaya başladı, hatta ticaret için uygun olup olmadığını sorgulamaya başladı.
Ama sakin düşününce - yükselen para, başkalarına devretmek için yükseltiliyor, senin zengin olman için değil.
Üçüncü, başkalarını kıskanma sendromu: kazanmak sağlam değil, kaybetmekten vazgeçmiyor.
Senin de böyle anların oldu mu:
Başkalarının kazançlarını paylaşmasını görmek, FOMO'ya kapılmama neden oluyor. Kendim zaten kazanmıştım ama erken çıkıp çıkmadığıma şüphe ettim, tekrar geri döndüm... Sonuçta sıkıştım.
Başkalarının ritminde dans ediyorsun, kendi planını unuttun, nihai sonuç genellikle tek bir şeydir - duygusal çöküş, pozisyon karmaşası.
Ticaret, kimin daha hızlı kazandığına değil, kimin daha sağlam ilerlediğine bağlıdır.
Bu hataları birçok insan yapmıştır. Kendini hemen değersiz hissetme, bu senin yetersiz olduğun anlamına gelmiyor, sadece duygularınla nasıl başa çıkacağını henüz öğrenmedin.
Kripto dünyasında, gerçek farkı açan şey, bilgi seviyesinin değil, şudur: • Kim bu cazibeye dayanabilir • Kim dayanabilir ki bu ıstıraba • Kim yalnızlıkta kendi stratejisini sürdürebilir?
Gerçek ustalar, her gün işlem yapanlar değil, "beklemeyi" bilenlerdir.
Onlar anlıyor: Fırsatlar her gün yoktur, ama para kaybetme tuzakları her gün vardır.
Bu yüzden sık sık işlem yapmayacaklar, her gün dürtüsel davranmayacaklar, aksine kendi planlarındaki sinyallerin ortaya çıkmasını sabırla bekleyecekler.
Onlar senden daha zeki oldukları için değil, kendilerini daha iyi tanıdıkları ve duygularını daha iyi kontrol ettikleri için.
Sonunda anlayacaksın:
Yatırım, piyasa ile bir savaş değil, kendi içimizde bir mücadeledir. Doğru yönü görebilen çok insan var, Ama uzun vadede hayatta kalıp kazançlarını koruyabilenler sadece o tür insanlardır - Kendini sürekli düzeltmeye, sürekli düşünmeye ve insani zayıflıkları aşmaya istekli olan kişi.
Kripto dünyasında fırsat eksik değil, fırsat geldiğinde ayakta kalabilen ve duygularıyla yenilmemiş olanlar eksik.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Neden her zaman para kazandıktan sonra kaybediyorsun?
Kripto para dünyasında tuhaf bir fenomen var:
Herkes başkalarının zengin olma hikayelerini duydu, fakat sonuçta kendisi her zaman kayıpla ayrılıyor.
Birçok insanın görüşsüz olduğu ya da çaba sarf etmediği söylenemez, hatta piyasa durumunu çok çalışarak ve K çizelgelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak araştıranlar bile var. Ama sonunda, hesaplar bir türlü artmıyor, aksine düşüyor, kayıplar tamamen kapatılıp tekrar dolu hale getirilse de, dolu hesaplar yeniden kesiliyor ve bu döngü devam ediyor.
Gerçek şu ki: Gerçekten ticaret yapmayı bilmiyorsun, sadece bazı "ticaret hastalıkları" tarafından sıkışıp kalmışsın.
1. Kar alım engeli: Satmaktan vazgeçmek, birçok kişinin zarar etmesinin ilk adımıdır.
İşleme yeni girdiğimizde, hedefin iki katına çıkması konusunda anlaştık ve sonra çıkacağız.
Sonuç beklenen seviyeye ulaştığında, zihniyet değişiyor:
"Bu kadar hızlı artışla, belki de üç katına çıkabilir?"
Böylece kar almadın, aksine pozisyonunu artırdın ve ortalama maliyeti yükselttin.
Pazar istediğin gibi gitmiyor, biraz geri çekilince hemen direnmeye başlıyorsun, "yeniden yükselebilir" diye düşünerek.
Son artış oranı kayboldu, kar zarar haline geldi ve duygular da yok oldu.
Kriptoparalarda kazandığın para senin değildir, sattığın para senindir.
İkincisi, yüksek fiyat takıntısı: Kırmızı K geldiğinde, ellerim kaşınmaya başlıyor.
Birçok insan belirli bir paranın sürekli yükseldiğini gördüğünde, psikolojileri bozuluyor.
"Diğerleri araca bindi, bu fırsatı kaçırmamalıyız!"
Bunun peşinden gitmemen gerektiğini biliyorsun ama parmakların dinlemiyor, zirve noktada alıyorsun.
Sonuç olarak bir alım yapınca geri çekildi, kaybetti ve projeyi sorgulamaya başladı, hatta ticaret için uygun olup olmadığını sorgulamaya başladı.
Ama sakin düşününce - yükselen para, başkalarına devretmek için yükseltiliyor, senin zengin olman için değil.
Üçüncü, başkalarını kıskanma sendromu: kazanmak sağlam değil, kaybetmekten vazgeçmiyor.
Senin de böyle anların oldu mu:
Başkalarının kazançlarını paylaşmasını görmek, FOMO'ya kapılmama neden oluyor.
Kendim zaten kazanmıştım ama erken çıkıp çıkmadığıma şüphe ettim, tekrar geri döndüm... Sonuçta sıkıştım.
Başkalarının ritminde dans ediyorsun, kendi planını unuttun, nihai sonuç genellikle tek bir şeydir - duygusal çöküş, pozisyon karmaşası.
Ticaret, kimin daha hızlı kazandığına değil, kimin daha sağlam ilerlediğine bağlıdır.
Bu hataları birçok insan yapmıştır.
Kendini hemen değersiz hissetme, bu senin yetersiz olduğun anlamına gelmiyor, sadece duygularınla nasıl başa çıkacağını henüz öğrenmedin.
Kripto dünyasında, gerçek farkı açan şey, bilgi seviyesinin değil, şudur:
• Kim bu cazibeye dayanabilir
• Kim dayanabilir ki bu ıstıraba
• Kim yalnızlıkta kendi stratejisini sürdürebilir?
Gerçek ustalar, her gün işlem yapanlar değil, "beklemeyi" bilenlerdir.
Onlar anlıyor:
Fırsatlar her gün yoktur, ama para kaybetme tuzakları her gün vardır.
Bu yüzden sık sık işlem yapmayacaklar, her gün dürtüsel davranmayacaklar, aksine kendi planlarındaki sinyallerin ortaya çıkmasını sabırla bekleyecekler.
Onlar senden daha zeki oldukları için değil, kendilerini daha iyi tanıdıkları ve duygularını daha iyi kontrol ettikleri için.
Sonunda anlayacaksın:
Yatırım, piyasa ile bir savaş değil, kendi içimizde bir mücadeledir.
Doğru yönü görebilen çok insan var,
Ama uzun vadede hayatta kalıp kazançlarını koruyabilenler sadece o tür insanlardır -
Kendini sürekli düzeltmeye, sürekli düşünmeye ve insani zayıflıkları aşmaya istekli olan kişi.
Kripto dünyasında fırsat eksik değil, fırsat geldiğinde ayakta kalabilen ve duygularıyla yenilmemiş olanlar eksik.